Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ASIRLARCA BİRLİKTE YAŞADILAR SONRA BİRDENBİRE AYRILDILAR 
  • 0
  • 328
  • 09 Şubat 2022 Çarşamba
  • +
  • -
Merhaba sevgili dostlar,
Merhaba değerli canlar,
Yaşlılıktan mıdır?
Yorgunluktan mıdır? bilemem;
Birisi çözülmeden, bir başka gündemin tartışıldığı olaylar beni iyice sıkmaya ve içimi daraltmaya başladı…
Onun için;
Gündelik olayların tartışmasını muhataplarına bırakıyorum..
Ben birazcık arkama yaslanıp;
Elime bir ‘tarih kitabı’ alıp, geçmişte neler olup-bitmiş?
Daha açık bir ifadeyle;
Geçmişte yaşanan ‘acı olaylarla’ günümüzde yaşanan olaylarla köprü kurup, mukayese yapmak istiyorum…
Ve bu düşünceden hareketle;
Bugünden başlamak üzere, birkaç gün sizlerle Giresun üzerinden farklı ‘etnik kimliklerin’ asırlarca sürdürdüğü ‘birlikteliğini’ ve daha sonra da birdenbire birbirlerine neden düşman kesildiklerini?
Dilimin döndüğü ve aklımın erdiği kadar-tarihsel belgelerden- edindiğim bilgileri özet şeklinde paylaşmak istiyorum..
Ve konuya şöyle giriyorum;
Bu Anadolu var ya, bu Anadolu…
Yüreği insan sevgisi ve beyni hoşgörüyle dolu..
Kaç medeniyete ev sahipliği yapmış?
Kaç farklı inançlara ve etnik kimlik taşıyan halkları birbirleriyle kavgasız-gürültüsüz ‘kapı komşusu’ gibi yaşatmış?
Bunun anlatımını dürüstlüğü ilke edinmiş tarihçilere bırakıyorum..
Ve ben sohbetimize;
Giresun merkez ve yöresinde yaşayan faklı ‘etnik kimlikleri sahip; Rum’uyla-Ermeni’siyle…
Türk’üyle, Kürt’üyle, Gürcü’sü ve Çerkez’iyle..
Kısacası;
Müslüm’üyle ve Gayri-Müslüm’üyle..
1900’lü yılların başlarına kadar, gürültüsüz-patırtısız barış içerisinde yaşayıp ve daha sonra -birilerinin kışkırtmasıyla- birbirlerini sırt çevirip, diş bilemelerine ve düşman kesilmeleri üzerine sohbet etmek istiyorum…
Osmanlı döneminde bir ‘Kasaba’ düşünün ki;
(Bu kasaba Giresun Kasabasıdır.)
Osmanlının kuruluşundan 1900’lü yılların başına kadar farklı etnik kimliklere sahip ‘halklarla’ aynı coğrafyada ve aynı atmosferde kavgasız-gürültüsüz, barış içinde nefes-nefese yaşasın!…
Hatta bu ‘birlikteliği’ öylesine ileri taşısın ki;
Nüfusun çoğu ‘Türk’ ve ‘Müslim’ olmasına rağmen, Rum kimlikli bir Gayri-Müslim birisini tam 19 yıl kendisine ‘Belediye Başkanı’ yapsın…
(Giresun dışında Anadolu’nun hiçbir İl ve İlçesinde bu olmamıştır)
Yani, kısaca demem o ki;
1885 yılından-1904 yılına kadar Rum kökenli Kaptan Yorgi, Giresun Belediye Başkanlığı yapmıştır…
(Ki, başkanlığı bıraktığı bu yıllarda Pontos Çetelerinin örgütlenip, Anadolu üzerinde pembe hayaller kurduğu yıllardır.)
Anadolu’daki ‘birlikteliği’ bozmak isteyen ağa-babaları ise şunlardır;
Rus Çarı 2. Nikola -çoğunluğu- Doğu Anadolu’da bulunan Ermeni vatandaşları kışkırtarak, arkasını sıvazlayıp ve destekleyerek;
Kendilerine müstakil bir ‘Ermeni Devleti’ kurmalarını pompalarlar…
Batıda İngilizlerin maşası durumuna gelen Yunanlılar;
Ege Bölgesinde ‘Rumları’ bir araya getirecek devlet kurmak isterler…
Doğu Karadeniz Bölgesinde ‘Batılı’ ve ‘Okyanus ötesi’ patronların desteklediği (Başkenti Trabzon olan) başka bir ‘Pontos Cumhuriyeti’ kurmak isteyen Rumların içerisinden çıkan ve kendi aralarında örgütlenip dağlara çıkarak, büyük-küçük yerleşkelerde huzur bırakmayan ‘Pontos Çeteleri’ kurulmuştur…
Ve bu Pontos Çeteleri ki;
Doğu Karadeniz Bölgesinde kurmak istedikleri ‘Pontos Cumhuriyeti’ için;
İnebolu’dan-Merzifon’a…
Sinop’tan-Samsun’a…
Ordu’dan-Giresun’a..
Trabzon’dan-Batum’a kadar öbek-öbek örgütlenmişler…
Her il ve kasaba yada bu örgütlerin başına bir ‘temsilci’ belirlemişlerdir….
Ve ‘dış destekli’ başlatmak istedikleri ‘başkaldırı ve savaş’ için yörede sürekli ‘huzursuzluk’ yaratmaya başlamışlardır…
Yüzyıllardır beraber yaşadığı kapı komşusunu bir punduna getirip; Kıyıda-köşede öldürmeler…
Daha düne kadar;
“Bacım, yengem, halam ve anam” dediği kadınlara zorla tecavüz edip, ırzına geçmeler…
Yoksul halkın ineğini-danası kesip, yiyip-içmeler…
Vesaire, vesaire…
1900’lü yılların başına kadar yüzyıllardan bu yana taşınan birliktelik bozulmaya ve düşmanlığı dönüşmeye başlamıştır…
Örneğin;
Bu yaşanan çirkin olaylar, gün geçtikçe o kadar çok çoğalmaya ve o kadar çok ileriye taşınmıştır ki, daha düne kadar dost belledikleri birdenbire düşman kesilince; millet ne yapacağını şaşırmıştır…
Hani bu gibi durumlarda;
Yaşanan her olay, karşıtlarını da ortaya çıkarır ya…
Pontos Rum Çeteleri ortaya çıkınca;
Karşılarında (Topal) Osman Ağa öncülüğünde (Gönüllülüğe dayalı) Giresun gençlerinden oluşan bir ‘Osman Ağa Çetesi’ kurulur…
Ki;
Merzifon, Sinop ve Samsun’dan-Batum’a kadar ‘Giresun Uşakları’ isimli bu ‘Osman Ağa Çetesi’ bölgede dirlik-düzen bırakmayan Pontos Çetelerinin korkulu rüyası olacaktır…
(Bugünkü sohbeti bir başlangıç olarak kabul edin. Çünkü sayfa alanım tükendi.)
Yarın sizlerle;
Sinop-Gerze’de yaşanan bir olayı paylaşmak istiyorum…
Yarına kadar sabırlı olun…
Heyecanınızı yitirmeden sabit tutun…
Yarın tekrar görüşmek üzere;
Hoş kalın,
Hoşça kalalım,
Sağlık ve esenlik içinde olalım…
Bunların olabilmesi içinde;
Uymamız gereken ortak kurallar uyalım…
YARIN;
Sinop-Gerze’deyiz…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM