Aynı gemide gidiyoruz…

Söylenildiğine göre;

Birlikte ağlayıp, birlikte gülüyoruz!

Kimilerine göre;

Birlikte oturup, birlikte kalkıyoruz!

Söz meclisten dışarı;

Milli gelirden eşit pay alıyoruz!

Yaratanımıza hamt olsun ki;

Kimisine az verip, kimisine fazla verip de kimseyi birbirine imrendirmiyoruz!

Elhamdülillah;

Şimdilik kazasız-belasız…

Gürültüsüz-patırtısız…

Kuzu-kuzu yaşayıp;

Kuzuların sessizliği içerisinde geçinip gidiyoruz..

Efendim;

Bu kadar gevezelikten sonra şimdi asıl konunun özüne dönecek olursak, bugünkü sohbet konumuz ‘zam’ üzerine olacak..

Ne zammı mı?

Ne zammı olacak canım;

Hani bir-iki gün önce TÜİK’in enflasyon ölçümleri göz önünde tutularak bilumum emeklilerin maaşlarına ‘zam’ yapıldı ya, onun üzerine sohbet yapalım istiyorum…

Hayır, hayır…

Biz emekli öğretmenlerin maaşlarına yapılan ‘zamlardan’ filan söz etmeyeceğim…

Ne yalan söyleyelim;

Allah devletemize-milletimize zeval vermesin…

Yüce rabbim hazinemize bereket versin biz halimizden memnunuz…

Benim kafama takılan ve sizlerle paylaşmak istediğim şey;

Hani 17 Aralık 2021 tarihinde enflasyon ve hayat pahalılığı hesaba katılarak ‘asgari ücreti’ 4 bin 253 TL’ye çıkarmışlardı ya…

Ardından daha üç gün geçmeden;

Elektriği ve iğneden-ipliğe yüzde-ellinin üzerinde zam yaparak, kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri almışlardı ya…

Hani ’emeklilerinde’ maaşlarını düzeltmeye söz vermişler;

Ve ‘yeni yılın’ üçüncü günüde belli oranlarda memur emeklilerinin maaşlarına zam yapmışlardı ya…

Ve 1500 TL dolayında olan en düşük emekli maaşına da 1000 TL ilave ederek 2500 TL’ye çıkarmıştılar ya..

İşte benim aklım burada çatallaşıyor…

Basit bir toplama-çıkarma işlemi yaparak diyorum ki;

“Yahu, asgari ücretlileri -açlık sınırından kurtarmak için- ücretlerini 2 bin 900 küsur liradan 4 bin 253 TL’ye çıkarıp;

Hayat pahalığından ve enflasyon bataklığından kurtarmayı ölçü alıyorsunuz da…

1500 TL gibi en düşük maaş alan emeklinin maaşını 2500 TL’ye çıkarılınca, bunlarda ‘açlık sınırından’ veya enflasyon bataklığından kurtarılmış mı oluyor?

(Ki; bu rakam asgari ücretlinin önceki aldığı 2900 Küsur TL bile değil)

İşte bende -matematiksel olarak- tamda burada bataklığa düşüyorum…

Kafam iyice çatallaştığı için işin içinden çıkamıyorum…

Ve bu yüzden sizlerden yardım istiyorum…

Biraz sonra sohbetimizi bitirirken sizlerle bir ‘fıkra’ paylaşacağım ama…

Fıkrayı anlatman önce ‘yönetsel erklerimizin’ veya saygıdeğer muktedirlerimizin ’emekliler hakkında’ şöyle düşünüyorlardır diye tahmin ediyorum;

“Yahu, emekliler zamlı maaşı ne yapacaklar?

Öte dünyaya götürüp de, kendilerine saray mı yaptıracaklar?”

Kaldı ki;

Kendilerine bu dünyada bir mekan kuramamışlar…

Üstelik kefenin de cebi yok ki; öteki dünyaya para taşısınlar!

Hadi diyelim ki taşımayı başardılar;

Bu dünyada başaramadıklarını, o dünyada nasıl başaracaklar!?

Vesaire, vesaire…

Yönetsel büyüklerimiz, herhalde böyle düşünüyorlardır diye tahmin ediyorum…

Ve sohbetimizi az önce söz verdiğim (birçoğunuzun bildiği) emekliler için şu uyarlanmış fıkrayla sohbetimizi bitirmek istiyorum…

Fıkra bu ya;

İki emekli bir ‘parkta’ oturmuş sohbet ediyorlar….

Bir yandan sohbet edip, bir yandan da önlerinde dolaşan güvercinlere yem atıyorlar…

Birinci ihtiyar emekli;

“Şu güvercinlere ne zaman yem atsam, birdenbire siyasetçileri hatırlıyorum” diyor…

İkinci emekli ihtiyar;

“Neden?” diye merak edip soruyor…

Birinci emekli şöyle yanıtlıyor;

“Yerde dolaşırken, elimizden yiyorlar.

Havalanınca kafamıza sıçıyorlar!”

Bir sonraki sohbette görüşmek üzere;

Hoş kalın,

Hoşça kalalım,

Sağlık ve esenlik içinde olalım..

Ve bunların olabilmesi içinde;

Yakamızdan bir türlü düşmeyen ‘pandemi’ belasının bir başka cinsi veya ‘varyantı’ daha mı çıkmış ne!…

Gerçek bilim adamlarının uyarılarına ve tavsiyelerine uyalım…