Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SANAT BİZDE NEDEN LÜKS SAYILIYOR NEDEN GEREKEN DEĞER VERİLMİYOR
  • 0
  • 269
  • 02 Ocak 2022 Pazar
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Bugünkü sohbetimiz;

Sanat ve Kültür Salonları üzerine olacak…

Yeni bir yıla girmemize rağmen…

Bizler ‘yeni yıldan’ yepyeni şeyler beklerken…

Yaşamımızı yakından bire-bir ilgilendiren tükettiğimiz bütün emtia ve ürünlere zam gelirken;

“Be adam sıra gele-gele Sanat ve Kültür Salonlarına mı geldi?” diye düşünenleriniz var mıdır, yok mudur? bilemem ama…

Bu ‘sanat salonları’ üzerine yapacağımız sohbetimizi;

Aklıma gelen ve sizlerin de çok iyi bildiği birkaç örnekle şöyle gerekçelendirebilirim diye düşünüyorum…

Örneğin;

Taa M.Ö. küçücük ‘site devletler’ ve küçücük kent yerleşkeleri kurulurken, önce orada yaşayacak olanların ortak sorunlarını toplanarak dile getirecekleri -açık alana- bir ‘Arena’ kurup, bir ‘yükselti’ üzerine sahne inşa ederlermiş…

Ki;

Salon görevi yapan bu alanda toplanıp, ortak sorunlarını dile getirebilsinler…

Yorgunluklarını sanatsal etkinlikler yoluyla giderebilsinler…

Ve yine sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki;

  1. Dünya savaşının çıbanbaşı olan Almanya’da taş-taş üstünde kalmayıp, birçok yerleşkesi yerle-bir olunca ve ilk yaptıkları şey;

Bombalanan ‘Sanat ve Kültür’ merkezlerini yeniden inşa etmek olmuştur…

Bu iki örnek yeter dedikten sonra şimdi gelgelelim bizim sanat anlayışımıza…

Veya da;

Sanat-Kültür Salonlarına bakış açımıza…

Ben bu konuda hiçbir yorum yapmadan önce hangi ‘kuruluşları’ daha kolay kuruyoruz?

Ve daha çok hangi ‘tesisleri’ yapmaya öncelik tanıyoruz?

Önce -çok kısa olmak şartıyla- bunu anlatmak istiyorum…

Örneğin;

Siyasi muktedirlerimiz -oy getirisi olacağı için- küçücük bir yerleşke görünce “burayı ilçe yaptım” diyor…

Kaymakamlık Binası arkadan yapılır diyerek, kaymakam tayin ediyor.

Yine siyasi tercihler üzerine;

Küçücük bir yerleşke gördüklerinde “burayı da size belde belediyesi yaptık’ vatana-millete hayırlı olsun diyebiliyor…

Örneğin;

Hiçbir ‘birimin’ altyapısı düşünülmeden ve inşa edilmeden 81 İl’e resmiyete dayalı olarak üniversite kurabiliyorlar…

İstedikleri kasabaya, köye ‘Yüksek Okul’ açabiliyorlar…

Önce açalım;

İhtiyaç duyulan binası, akademisyeni arkadan gelebilir diyorlar…

Gecikmeli de olsa gereksinim duyulan binaları inşa ediyorlar…

Ama nedendir bilinmez;

Kuruluş yapılan ‘İlçelere de, beldelere de, üniversitelere de’ bir tane Sanat ve Kültür Salonu inşa etmeyi akıllarına getirmiyorlar…

Örneğin, bunu kolay inşa ettikleri tesisleri, yamadıkları veya yapmak istemedikleriyle istatistiksel olarak ifade edecek olursak;

Bugün yüz yaşına bir basamak kalan cumhuriyetin;

Devlet Tiyatrolarının sadece 43 sahnesi var…

Özel tiyatroların hiçbirinin ‘sahnesi’ yok…

81 ilin sadece 30’a yakınında Belediye Şehir Tiyatrosu var, ancak çoğunun kendine ait bir salonu ve sahnesi yok…

Ama diğer taraftan;

81 ilin ve onlara bağlı olan ilçelere 397 ‘Millet Bahçesi’ yapılması planlanmış ve bunlarında 101 tanesi tamamlanıp hizmete açılmış…

Bugün 38 ilimizde devletin kendi bünyesinde olan Devlet Tiyatrosunun Salonu ve ‘Sahnesi’ yok…

Ama diğer tarafta;

Son 20 yılda 23 İle, seyirci kapasiteleri 20 milyondan 60 milyona varan çağın en modern stadyumları yapılıverdi…

Stadı olmayan il ve ilçelere de en kısa zamanda yapılacağı söyleniyor…

Yine istatiksel verilere göre;

Ülkemizde 20 bin dolayında ‘Halı Saha’ olduğu belirtiliyor…

Diğer tarafta;

Ülkemizde toplam 1213 Halk Kütüphanesi…

Üniversiteler bünyesinde 606 Kütüphane bulunmaktadır…

Ha, kitap okuma alışkanlığı konusunda dünya ülkeleri arasında kaçıncı sırada olduğumuzu merak ediyorsanız, onu da söyleyelim;

Kitap okuma alışkanlığı olan ülkeler arasında 86. sıradayız…

Ne oldu?

Moraliniz mi bozuldu, yoksa sıkıldınız mı?

Tamam o zaman…

Daha fazla canınızı sıkmadan şöyle özetleyerek sonlandıralım bu ‘salon ve sanat’ içerikli sohbetimizi;

“Güneş girmeyen yere, doktor girer” benzetmesi yapıyorsak eğer…

Bu sözü sanat üzerine evirecek olursak;

“Sanat girmeyen yere, şiddet girer.” diyebiliriz diye düşünüyorum…

Bu konuda da yanılıyor muyum? bilmem…

Ancak hala ‘yanılıyorsun’ diye düşünenler varsa;

Günlük işlenen cinayetlere ve şiddet olaylarının rakamlarına baksınlar bir zahmet!…

Son söz;

Sevgili dostlar,

Değerli canlar…

Ruhumuzu dinlendirmeden, fiziksel yorgunluğumuzu atamayız…

Ve her iki yorgunluğumuzu da atabilmemiz için;

Sanat etkinliklerine gereksinimimiz var…

Sanat etkinliklerini yapabilmemiz içinde;

Sanat ve Kültür Salanlarımızın olması gerekir…

Ve üstelik bunlar; hiçte lüks değildir…

Soluduğumuz hava ve gündelik beslenmemiz kadar gereklidir…

Bu nedenle siz sayfa okurlarım ve arkadaşlarımdan ricam;

Yaşadığımız kent, kasaba ve yerleşkelerde ‘Kültür ve Sanat Salonu’ açılmasını hep birlikte talep edelim…

Hatta ve hatta bu konuda siyasal keyfiyetimizi bir kenara bırakıp, hep birlikte hareket edip ve birlikte düşünelim;

Yönettiği kente ‘kültür ve sanat salonlarını’ lüks görenleri ‘başkan’ seçmeyelim…

Eğer ‘milletvekili’ olmak isteyenler, sanattan bir-haberse…

Sanata ve sanat salonlarına omuzdan bakıyorsa…

Küçümsüyorsa…

Burun kıvırıyorsa…

Bu tür adaylara ‘vekillik’ yüzü göstermeyelim…

NOKTA…

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM