Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
ŞİİR YAZMAYI BECEREMİYORUM GÜZEL ŞİİR OLURSA OKUYORUM
  • 0
  • 193
  • 06 Kasım 2020 Cuma
  • +
  • -

Hatta salt okumakla kalmaz;
Sevdiğim şiirleri içselleştirir, ezber torbama doldururum!
Ve kolay kolay da unutmam…
Hele hele bu şiir fırından yeni çıkmışsa…
Daha taptaze ve buram buram buğuluyorsa…
Ve birde benden önce birisi topluluğun önünde okumamışsa;
Bayılırım o şiirleri belleğimin bir köşesinde saklamaya…
Belki şimdi sizde diyeceksiniz ki;
“Daha çok hangi tarz şiirleri seviyorsun?”
Veya da;
“Daha çok hangi şairleri tercih ediyorsun?”
Böyle düşünenlere ve soru sormak isteyenlere yanıtım şöyle olur;
“Vallahi benim bir şiir bahçesine girmeme izin verinde, gerisini siz bana bırakın.”
Yani; yeter ki şiir bahçesi olsun…
Eh, girdiğiniz yer botanik bahçesine benzer bir şiir bahçesiyse…
Ve bu girdiğiniz bahçenin içerisinde birbirinden farklı, birbirinden güzel ‘şiirler’ varsa…
Ve bu güzel şiirleri birbirinden farklı insanlar yazmışsa;
Şiiri kimin ve kimlerin yazdığının ne önemi var…
Örneğin ben;
Nazım Hikmeti’i de çok severim, Pablo Neruda’yı da…
Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde severim Bertolt Brecht’i de..
Yeter ki yazdıkları şiir; şiir tadında olsun…
Yani;
Dizelerinin ritmi ve armonisiyle benim ruhumu okşasın…
Yeter ki benim üzerimdeki günlük yorgunluğumu alsın…
Yani kısaca demem o ki;
Aşk şiirlerini de severim…
Haksızlığa ve adaletsizliğe başkaldıran şiirleri de…
Doğaya aşık olduğunu ifade eden şairlerin şiirlerini de severim…
Özgürlüğe türkü yakan şairlerin şiirlerini de…
Ancak birde ‘eğitimci penceremden’ bakmayı çok sevmemden midir?
Veya da ‘bardağın hep dolu tarafından bakma’ alışkanlığımdan mıdır?
Yoksa gereksiz yere şovenlik yapma alışkanlığı mıdır? Bilemem;
Yaşadığım il ve coğrafyada şiirle uğraşan ve kitabı yayınlananları da çok takdir ettiğimi ve şiirlerini sevdiğimi söyleyebilirim..
Örneğin;
Üç gün önce Göreleli-Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi unvanına sahip olan Nihat ÖZTÜRK (sağ olsun) adresime son çıkan kitabını yollamış…
Gönderdiği şiir kitabının adı; “Aşk Üflendi Bedene” isimli bir kitap.
2020-Mayıs ayında ‘Dilkitap Yayınlarından’ çıkmış..
Hani bazen sevilerek okunan kitaplar için şöyle bir ifada kullanılır ya;
“Bir solukta okudum” diye…
Ben bu ifadeyi kullanmayıp ve gerçeği söylemem gerekirse;
Sözünü ettiğim kitabın kapağını açtım ve ilk sayfasındaki şiiri okuduktan sonra bir daha bırakamadım…
Kısacası;
Kitabın kapağını açtığım gibi, kapatmadan şiirleri okuyup bitirdim.
Ve birbirinden güzel şiirlerin hepsini beğendim…
Örneğin (tadımlık da olsa) kitaba adını veren ‘Aşk Bedene Üfledi’ şiirinin ilk kıt’asını sizlerle paylaşabilirim;
“Ruhtan önce aşk üflendi bedene
Her iki cihanın can özüdür aşk
Tanrı küser aşkı inkar edene
Yaşamın anlamı son sözüdür aşk”
Devamında bu dizelere benzer altı kıt’a daha var…
Hem merakta bırakmak ve hemde uzun olur kaygısıyla gerisini yazmıyorum…
Ve sohbetimizi şöyle özetleyip bağlamak istiyorum…
Efendim;
Şiir konusunda sizler nasıl düşünürsünüz orasını bilemem ama…
Ben şiir yazanları da, şiir okuyucularını ve yorumcularını da çok seviyorum…
Nasıl sevmem birader;
Çevresine küfür etmiyor ki, şiir yazıyor…
Şiirce düşünüp, şiirce konuşmak istiyor…
Aşk diyor;
Sevdaları dile getiriyor…
Barış diyor;
Savaşları reddediyor…
Doğanın güzelliğini düşlüyor;
Yaşadığı dünyanın kirlenmemesi için uğraşıyor…
Güzel dizelerden toplumda yararlansın diye; üretiyor…
Ürettiğini paylaşıyor…
Görele doğumlu Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun da dediği gibi;
“Güzel dediğin, yağmur misali hepimizin olmalı” diyor şiir yazan şairler…
Tıpkı, Göreleli şairimiz Nihat Öztürk’ün yaptığı gibi..
Bak “Göreleli” dedim de, aklıma birdenbire ne geliverdi;
“Sahi, toprağından mıdır, suyundan mıdır, havasından mıdır nedir? bu bölgeden ne kadarda sanatçı, edebiyatçı ve şair çıkıyor?”
Şimdi burada alt-alta isimlerini yazmaya kalksam, bu sayfa yetmez.
Onun için bu konuyu başka bir güne bırakıp, Şair Nihat Öztürk’ün kitabından bir şiir seçkisi daha yaparak sohbetimizi bitirelim…
Şairimiz Nihat Öztürk “Zor benim olsun” şiirinde şöyle diyor;
“Bölüşelim bu sevdayı ikimiz
Kolay senin olsun, zor benim olsun
İkimizi aynı ateş yakacak
Alev senin olsun kor benim olsun
Bırakmazlar ki murada erelim
Koymazlar ki eli ele verelim
Gönül bahçesinden güller derelim
Allar senin olsun mor benim olsun
Duymayan kalmamış dillere düştük
Türkü olduk artık tellere düştük
Sevda sürgünüyüz yollara düştük
Niğde senin olsun Bor benim olsun.”
*** *** ***
Bu güzel dizeleri yazan Nihat Öztürk’ü yürekten kutluyor…
Bundan sonra çıkaracağı şiir kitaplarını sabırla bekliyoruz..
Bu duygularla;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla ve esenlikle kalın…
Ve birde…
Nerede ve hangi ortamda olursanız olun;
Gündelik yaşamınızda hep şiirle ve şiir tadında kalın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM