Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SİZ DEYİN YENİ YILIN HEDİYE TORBASI BEN DEYİM 2022’NİN TEMENNİ DUASI
  • 0
  • 241
  • 30 Aralık 2021 Perşembe
  • +
  • -

Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

2022 yılının kapımızı tıklatmasına şunun şurasında bir şey kalmadı…

Yani, şu sıralar tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de yeni yıla girmenin hazırlıkları yapılıyor…

Yeni yıla kimileri güle-oynaya girmek istiyor..

Kimileri ise “bu bizim geleneğimiz değil” diyerek karşı çıkıyor..

Yani başka bir ifadeyle;

Kimse ‘yeni yılın’ girişine engel olamayacağını bildiği için herkes inancına ve felsefesine göre ‘yeni yılın’ gireceği saatleri bekliyor…

Benim gibi kafadan çatlak olanlar ise;

Eski yılda yaşanan olumsuzlukların ‘yeni yılda’ olmaması için ve 365 günün içerisini daha yeni, daha güzel şeylerle doldurması için ellerini gökyüzüne kaldırıp “tekrar o kötü günleri tekrar yaşamayalım” diye, temenni içerikli dualar okuyor…

Ve aklına gelen duaları şöyle sıralıyor;

“Hey yaradan Allah’ım, şu toplumu bilgi sahibi yaptıktan sonra fikir sahibi yapıver de, önce şu demokrasi kervanını doğru-dürüst kurup, yola öyle girelim.”

Örneğin;

Siyasal ve yönetsel anlamda bizi yönetecekleri siyasi liderler değil, elekten biz geçirelim…

Yani;

Demokrasinin duvarlarını tepeden aşağı değil, temelini tabanda biz vatandaşlar atıp, yukarıya doğru biz yükseltelim…

Vatandaş olarak biz yükseltelim ki;

Seçtiklerimiz ‘siyaset patronlarının’ karşısında el-pençe divan durup biat eylemesin…

Bizim emanet ettiğimiz irademizi gidip de tek kişiye teslim etmesin!

Liderinin gözlerinin içine bakarak; eli-ayağı tir-tir titremesin…

Hesap verecekse;

Siyasi liderine değil, ona iradesini emanet eden ‘asıllara’ hesap versin….

Her neyse…

Bunu geçelim…

Anlayan anlamıştır zaten ne demek istediğimizi…

Şimdi ‘yeni yıldan’ diğer isteklerimize gelince;

Öncelikle -hangi yönetim biçimi olursa olsun- şu ‘Kayyum’ yönetimi denilen ’emanetçilik’ artık bir son bulsun…

Yönetim koltuklarına oturacak olanlar;

Tek kişilik keyfiyete ve duygusallığa göre değil, hani görüşten, hangi inanç ve felsefeden olursa-olsun;

O yönetim koltuğuna oturacak olanlar o işin ehliyetini almış liyakat sahibi olsun…

Ve bunun olabilmesi içinde;

Önce akademik dünyanın içerisinde dalaşan ‘sahte diplomalı’ Prof. unvanlılar ve akademisyenler ‘üniversite bünyesinden’ bir an önce tespit edilip kovulsun…

Ve buna bağlantılı olarak en önemlisi de;

Üniversite bünyesinden mezun olan öğrencilerin bir işe girebilmesi için şu KPS denilen ‘sınavlar’ ya tek aşamalı ‘yazılı’ olarak yapılsın…

Yani;

Güvenlik soruşturması gibi ‘siyasi görüşü belirleme’ sınavı tarzında yapılan ‘mülakatlar’ kaldırılsın…

2022 yılında beklentilerimizi hızlı bir şekilde sayacak olursak;

Duyarsızlığımızdan veya güvenliğini sağlayamadığımızdan mıdır bilemem…

Bundan sonra orman yangınları çıkmaması için ya toplumu yağmur duasına çıkar gibi duaya çıkalım da şu ormanlarımız artık yanmasın.

(Zaten yanacak pek ormanımızda kalmadı ya!)

Hiçbir bölgemizde çevre katliamı olmasın…

Güzelim doğamız yağmalanmasın…

Her neyse..

Toplum olarak hep birlikte hareket edelim de;

Şu 81 ile açtığımız Üniversitelerimize kaç öğrenci alma kontenjanı varsa, öncelikle alacağımız öğrenci kadar ‘öğrenci yurdu’ yapalım da öğrencilerimizin ‘barınak’ sorunlarını halledelim…

Bir an önce halledelim de;

“Yatacak, barınacak yer arıyoruz” eylemi yaptıklarında onları “anarşist, terörist ve kökü dışarıda” diye suçlayıp tutuklamayalım…

En önemli sorunlarımızdan birisi de;

Tüketimin içinde değil, üretimin içinde olalım…

Olalım ki;

El-oğlunun parasına endeksli kalmasın…

Yani paramızın değeri 2 günün veya 2 saatin içinde yüzde-20 gibi değer yitirip, yerin dibine batmasın…

Kendi üretim biçimimize güvenelim ve kendi değerlerimizle övünelim ki;

Yeraltı ve yerüstü bütün değerlerimiz el-aleme satılmasın…

Benzin-mazot gibi akaryakıtlara yapılan zamlar iki günde-bir olmasın…

Yani otomatiğe bağlanmasın…

Gündelik tüketim mallarına herkes kafasına göre zam yapmasın…

Kimsenin burnuna uzaktan et ve köfte kokusu gelemesin…

Kimse-kimseye imrenmeden herkes canı çektiğinde et yesin…

Hiçbir kimse ‘Semt Pazarlarında’ atılan çürük sebzeleri toplamak zorunda kalmasın…

Hiçbir kimse ‘çöp konteynırlarında’ yiyecek aramasın…

Ekmek kuyrukları olmasın…

Fırınların ve bakkalların kapılarına -hayır işine dayalı- ekmek torbaları asılmasın…

Hiçbir iş yerinde ‘iş kazaları’ olmasın…

Hiçbir kimseye ‘kömür ocakları’ mezar olmasın…

Bundan sonra hiçbir kimse dere yataklarına ev yapmasın…

Yapılmasın ki;

Sel felaketiyle yaşanan korkular çok-çok gerilerde kalsın…

Bir an önce sınır komşumuz olan ülkelerle ‘barış’ sağlansın…

“Yurtta Barış, Dünya da Barış” sloganının altında toplanılsın;

Silah tüccarlarının çıkardığı kirli savaşlarda hiçbir kimse yer almasın..

Ve bütün bunların olabilmesi içinde;

Dilek ve temenniler yetmez…

Avuçlarımızı gökyüzüne kaldırıp, dualarla bunlar gerçekleşmez…

Bunların gerçekleşebilmesi için;

En azından toplumun duyarlı kesimi topyekun sorumluluk almalı..

Ve hiç zaman kaybetmeden yola çıkmalı…

Son söz;

Bu dualara ortak olmak isteyenlerin ve kabul edenlerin…

Bir başka ifadeyle;

Bu ve buna benzer sorunların sorumluluğunu üstlenenlerin…

2022 ‘yeni yılını’ en içten dileklerimle kutlarım..

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM